Science is based on careful observation.
- Bilim, dikkatli gözleme dayanmaktadır.
His observation is sharp, but he says very little.
- Onun gözlemi şiddetli fakat o çok az diyor.
Much can be learned by observing how a child interacts at play with other children.
- Çoğu şey bir çocuğun diğer çocuklarla oyun oynarken nasıl etkileşim kurduğu gözlemlenerek öğrenilebilir.
Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars.
- Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
Am I under investigation now?
- Şimdi gözlem altında mıyım?
The woman observes and the man thinks.
- Kadın gözlemler ve erkek düşünür.
He observed many types of creatures there.
- Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.
Those findings match my own observations.
- O bulgular benim kendi gözlemlerimle eşleşiyor.
Brahe made many observations of the stars.
- Brahe yıldızlarla ilgili birçok gözlemler yaptı.