faszinierend

listen to the pronunciation of faszinierend
Deutsch - Türkisch
merak uyandıran
merak uyandırıcı
Englisch - Türkisch

Definition von faszinierend im Englisch Türkisch wörterbuch

captivating
{s} büyüleyici

O büyüleyici bir konuşmacı. - He's a captivating speaker.

Dedemin bana verdiği büyüleyici kitabı okumak için tüm gece oturdum. - I was up all night reading the captivating book my grandfather gave me.

enchanting
{s} büyüleyici

Mary, Tom'un şimdiye kadar gördüğü en büyüleyici yaratıktı. - Mary was the most enchanting creature that Tom had ever seen.

captivating
{s} çekici
enchanting
{s} k.dili. harika, fevkalade, çok güzel
enchanting
büyüleyerek
enchanting
büyüleme
fascinating
büyülenme
fascinating
büyüleyerek
captivating
{f} büyüle

O büyüleyici bir konuşmacı. - He's a captivating speaker.

Dedemin bana verdiği büyüleyici kitabı okumak için tüm gece oturdum. - I was up all night reading the captivating book my grandfather gave me.

enchanting
{f} büyüle

Ben onların çocuklarını büyülemiyorum. - I'm not enchanting their children.

Mary, Tom'un şimdiye kadar gördüğü en büyüleyici yaratıktı. - Mary was the most enchanting creature that Tom had ever seen.

arresting
{s} dikkat çekici
arresting
{s} göze çarpan
enchanting
{s} etkileyici
enchanting
{s} mest eden
enchanting
{s} sihirli
fascinating
{s} çekici

Gerçekten bu kadar çekici miyim? - Am I really that fascinating?

Deutsch - Englisch
fascinating
riveting
thrilling
mesmerising
fascinatingly
mesmerizing
captivating
enchanting
arresting
smiting
intriguing
gripping
charming
Es ist faszinierend, was Tanz bei den Patienten auslösen und für sie bedeuten ka
It's fascinating to see what dance can unleash in the patients and signify for them