explicit or definite

listen to the pronunciation of explicit or definite
Englisch - Türkisch

Definition von explicit or definite im Englisch Türkisch wörterbuch

specific
özel

Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu. - The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.

Keşke daha özel olabilsem. - I wish I could be more specific.

specific
(Mühendislik) özgül
specific
belirli

Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur. - Genes consist of a specific sequence of DNA.

Amerikan futbolunda defansın belirli bir işi var. - In American football the defense has a specific job.

specific
{s} spesifik

Tom daha spesifik olmalı. - Tom needs to be more specific.

Biraz daha spesifik olabilir misin? - Can you be a little more specific?

specific
{s} özellikli

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

specific
(Tıp) özgün
specific
bir türe özgü
specific
kesin
specific
(Tıp) Türe ait
specific
(sıfat) spesifik, özel, belli, belirli, kendine özgü, özellikli, özgül, kesin
specific
(Tıp) Bir hastalığa mahsus olan
specific
tedavi edici tıb
specific
öze

Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı. - When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.

O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti. - Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.

specific
ağırlık ve miktara göre alınan gümrük vergisine ait
specific
belirli bir mikroptan husule gelen
specific
(isim) özel ilaç, özel amaçlı ilaç
specific
{s} fiz., kim. özgül
specific
özgü, belirli
Englisch - Englisch
specific
explicit or definite

    Silbentrennung

    ex·plic·it or de·fi·nite

    Türkische aussprache

    îksplîsıt ır defınıt

    Aussprache

    /əkˈspləsət ər ˈdefənət/ /ɪkˈsplɪsət ɜr ˈdɛfənət/
Favoriten