Eski insanlar kuraklıkların ve depremlerin Tanrıların memnuniyetsizlikleri anlamına geldiklerini düşünürlerdi.
- Ancient people thought that droughts and earthquakes meant that the gods were displeased.
Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.
- Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.
Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.
- Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.
Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.
- Many peasants died during the drought.
Kıtlık süresince birçok köylü öldü.
- Many peasants died during the drought.
Kuraklıktan dolayı, çim soldu.
- Because of the drought, the grass has withered.
Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.
- Many peasants died during the drought.
Kuraklık sırasında, çiftçiler kıt kanaat zorlukla geçinebiliyorlar.
- During droughts, farmers are barely able to eke out a living.
Kıtlık süresince birçok köylü öldü.
- Many peasants died during the drought.