dile

listen to the pronunciation of dile
Türkisch - Englisch
{f} wish

She wished she had been born twenty years earlier. - O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.

Everybody wished he had been elected governor. - Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.

{f} wished

There were times when Tom wished he hadn't married Mary. - Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.

She wished she had been born twenty years earlier. - O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.

invoke
{f} wishing

Wishing you a magical and memorable Christmas! - Fevkalade ve unutulmaz bir Noel dileriz!

I named my daughter Nairu wishing her long life. - Ona uzun bir ömür dileyerek kızıma Nairu ismini verdim.

verbalized
beg

I must beg your pardon. - Ben sizden özür dilemeliyim.

Tom dropped a coin into the beggar's cup. - Tom dilencinin kabına bir bozuk para koydu.

articulates
dile
Favoriten