being unoccupied

listen to the pronunciation of being unoccupied
Englisch - Türkisch

Definition von being unoccupied im Englisch Türkisch wörterbuch

vacancy
{i} boşluk

İstifası kabinede boşluk bıraktı. - His resignation left a vacancy in the cabinet.

vacancy
boş yer
vacancy
{i} boş olan memuriyet v.b.; boş/açık kadro
vacancy
{i} açık kontenjan
vacancy
(İnşaat) boş köşe
vacancy
boş pozisyon
vacancy
(Politika, Siyaset) münhal yer
vacancy
(İnşaat) atom boşluğu
vacancy
boş

İstifası kabinede boşluk bıraktı. - His resignation left a vacancy in the cabinet.

Atama ile boş kontenjanı doldurdular. - They filled the vacancy by appointment.

vacancy
açık kadro
vacancy
boş olan memuriyet vb
vacancy
(konakçı/pansiyon/vb.) boş oda
vacancy
{i} tembellik
vacancy
(Askeri) MÜNHAL, BOŞ: Kadroda fiilen mevcut olmakla beraber, ya henüz kimsenin atanmamış olması ya da atanması gereken daha küçük rütbeli bir subay veya astsubayın bulunması sebebiyle, henüz boş olan vazife yeri veya makam
vacancy
{i} boş oda
vacancy
{i} işsizlik
vacancy
{i} dalgınlık
vacancy
(isim) boşluk, boş yer, boş oda, açıklık, açık kontenjan, dalgınlık, akılsızlık, bön bön bakış, işsizlik, tembellik
vacancy
{i} açıklık
Englisch - Englisch
vacancy
being unoccupied

    Silbentrennung

    be·ing un·oc·cu·pied

    Türkische aussprache

    biîng ınäkyıpayd

    Aussprache

    /ˈbēəɴɢ ənˈäkyəˌpīd/ /ˈbiːɪŋ ənˈɑːkjəˌpaɪd/
Favoriten