O kırmızı defne meyvesini seviyor.
- She likes red bayberries.
O, bir makineli tüfek ile işgalcileri körfezde tuttu.
- He kept the invaders at bay with a machine gun.
Petrol sızıntısı körfezi kirletti.
- The oil spill polluted the bay.
Cumbayı açmak için sadece butona basmalısınız.
- You have only to push the button to open the bay window.
Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.
- We were granted the privilege of fishing in this bay.
bay colour:.
both you here with many a cursed oth, / Sweare she is yours, and stirre vp bloudie frayes, / To win a willow bough, whilest other weares the bayes.
Hey, mister! Eat my cat, please!
- Hey bayım! Kedimi yiyin, lütfen!
Hey mister, you forgot your coat!
- Hey bayım, ceketini unuttun!
Is this all you have, sir?
- Sahip olduğunuz her şey bu mudur, bayım?
I am sorry, sir. We're closing early.
- Üzgünüm bayım. Erken kapanıyoruz.
I'm not sure if it's a male or a female.
- Onun bir erkek mi yoksa bir bayan mı olduğundan emin değilim.
Do you think a male Gemini would get on well with a female Pisces?
- Bir erkek ikizin bir bayan balıkla geçineceğini düşünüyor musun?
As she is a lady, so he is a gentleman.
- O bir bayan olduğu için, bu yüzden o bir beyefendi.
Mr Hawk is a kind gentleman.
- Bay Hawk bir tür beyefendi.
Layla's life as a wealthy lady was a mirage.
- Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı.
Ladies and gentlemen, due to an accident at the airport, our arrival will be delayed.
- Bayanlar baylar, havaalanındaki bir kaza sebebiyle varışımız gecikecek.
Gentlemen, allow me to say a few words in greeting.
- Baylar, karşılamada birkaç söz söylemem için bana izin verin.
Mr Johnson is a rich man.
- Bay Johnson, zengin bir adam.
Tom is quite rich, isn't he?
- Tom bayağı zengin, değil mi?