Türkisch - Englisch
Definition von badire im Türkisch Englisch wörterbuch
- unforeseen danger
- calamity; crisis
- calamity, misfortune, crisis
- time of great stress or danger
- crisis
- calamity
- misfortune
- badire atlatmak
- to go through trials and tribulations
- badire atlatmak
- to undergo trials and tribulations
- badireler
- trials and tribulations
- badireler
- trials and hardships of
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von badire im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Birdenbire ortaya çıkan tehlikeli durum: "Nasıl oldu da, deminki badireden sağ salim kurtulabildi?"- Y. K. Karaosmanoğlu
- Birdenbire ortaya çıkan tehlikeli durum
- Beklenmedik bir zamanda ortaya çıkan büyük tehlike
- BADİRE
- (Hukuk) Ansızın ortaya çıkan tehlikeli durum
- BADİRE
- (Osmanlı Dönemi) Zor geçit
- BADİRE
- (Osmanlı Dönemi) Kılıcın, namlunun veya her çeşit nebatın ucu
- BADİRE
- (Osmanlı Dönemi) Birdenbire meydana gelen hâl. Felâket. Musibet
- BADİRE
- (Osmanlı Dönemi) Birden, zahmetsizce söylenen söz
- BADİRE
- (Osmanlı Dönemi) Kabahat
Relevante Übersetzungen
badire
Silbentrennung
ba·di·reResimler
Historie
Favoriten