Bir kaza her zaman olabilir.
- An accident may happen at any time.
Her zaman gidebilirsin.
- You can leave at any time.
O her an meydana gelebilir.
- That could happen at any time.
Bina her an çökebilir.
- The building may crash at any time.
Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
- I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
- The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
Lütfen her zaman beni görmeye gelebilirsin.
- Please come and see me any time.
Bir deprem her zaman olabilir.
- An earthquake can happen at any time.
Herhangi bir zamanda başlayabilirsiniz.
- You can start anytime.
Bunun yakında herhangi bir zamanda olmasını beklemiyorum.
- I don't expect that to happen anytime soon.
O gelmiş geçmiş en tehlikeli adam.
- He's the most dangerous man who ever lived.
Gelmiş geçmiş en iyi grup olmak nasıl bir duygu?
- How does it feel to be the best band ever?
Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun?
- Do you think we'll ever see Tom again?
Herhangi bir zamanda şehre gelirseniz, beni görmeye gelin.
- If you ever come to town, come to see me.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Hiç Kanada'ya gittin mi?
- Have you ever been to Canada?
Çok param vardı ama hepsini harcadım.
- I had a lot of money, but spent everything.
Neden hep Wall Street'te çalışmak istersin?
- Why would you ever want to work on Wall Street?
Tom her ne zaman isterse gidebilir.
- Tom may leave anytime he wants to.
Size yardım etmekten her zaman mutlu olacağım.
- I will be glad to help you anytime.
Anlamadığın herhangi bir şey olursa, bana her zaman sorabilirsin.
- If there's anything at all that you don't understand, you can ask me anytime.
He's back and better than ever.
... So any time your body's in stress response, those ...
... MR. ROMNEY: Well, Jim, our seniors depend on these programs. And I know any time we ...