Deutsch - Türkisch
Definition von armut (f) im Deutsch Türkisch wörterbuch
- Yoksul,fakir/Yoksulluk,fakirlik
- fakrü zaruret
- Armut
- e. 'armu: t yoksulluk
- Armut
- {'armu: t} e yoksulluk
- Armut
- [die] yoksulluk, fakirlik, fukaralık
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von armut (f) im Türkisch Türkisch wörterbuch
- armut
- Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi
- armut
- Fazla bön
- armut
- Gülgillerden, çiçekleri beyaz, yurdumuzun her yerinde yetişen bir ağaç (Pirus communis)
- armut dibine düşer
- (Atasözü) İki kişinin huy ve davranışlarındaki benzerliği ifade eden atasözü
- armut
- Bu ağacın rengi sarıdan yeşile kadar değişebilen tatlı, sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi
- armut kabağı
- Ürünü, armut biçiminde olan bir süs kabağı
- armut kurusu
- Daha sonraki mevsimlerde yenmek üzere kurutulmuş armut
- armut top
- Boksörün çalışmalarında kullandığı içi havalı, dışı deri, armut biçiminde top
Relevante Übersetzungen
Deutsch - Englisch
Definition von armut (f) im Deutsch Englisch wörterbuch
- Armut
- destitution
- Armut
- indigence
- Armut
- poorness
- Armut
- privation
- Armut
- want (formal)
- Armut
- poverty
- Armut
- penury
- Armut macht krank - Da beißt die Maus keinen Faden ab. / Da fährt die Eisenbahn
- Poverty breeds ill-health - there's no changing that
- Armut steht in direktem Zusammenhang mit bestimmten Gesundheitsproblemen.
- Poverty is directly linked to/with certain health problems
- Leben in Armut
- life of privation
- aus der Armut ausbrechen
- to escape poverty
- bittere Armut
- abject poverty
- ein eindeutiger Zusammenhang zwischen Armut und der Kriminalitätsrate
- a clear correlation between poverty and the crime rate
- geistige Armut
- intellectual poverty
- in Armut leben
- to live in poverty/want
- in äußerster Armut
- in dire poverty
- mit Armut geschlagen
- poverty-stricken
- neue Armut
- new poverty
- unverminderte Armut
- unrelieved poverty
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Englisch
Definition von armut (f) im Türkisch Englisch wörterbuch
- armut
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: gülgiller,verdiye) pear
- armut
- type of fruit; (Slang) sucker
- armut
- pear; sucker, pushover, sap
- armut
- slang fool, imbecile, blockhead
- armut
- gullible person
- armut
- dupe
- armut
- sucker
- armut ağacı
- (Botanik, Bitkibilim) pyrus communis
- Armut ağacın dibine düşer
- (Atasözü) What is bred in the bone will never came out of the flesh
- armut kurusu
- dried pear
- armut ağacı
- pear tree
- armut biçimli
- pear shaped
- armut kerestesi
- pearwood
- armut piş, ağzıma düş
- (Konuşma Dili) He expects things to fall into his lap without doing anything about it himself
- armut şarabı
- Perry
- armut şeklinde
- pear shaped
- boyunu armut sapına dönmüş
- (Konuşma Dili) He has grown very thin
- pişmiş armut gibi eline düşmek
- (for something good) to fall into one's lap, come one's way without one's lifting a finger
Relevante Übersetzungen
armut (f)
Resimler
Historie
Favoriten