araştıran

listen to the pronunciation of araştıran
Türkisch - Englisch
seeker
searcher
inspector
examiner
one who looks for something
probing
araştır
{f} quest

The boy succeeded in his quest, guided by the spirit of a squirrel. - Bir sincap ruhu tarafından yönlendirilen çocuk araştırmasında başarılı olmuştu.

I'm doing some history research and would like to ask you a few questions. - Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.

araştır
probing
araştır
(Bilgisayar) investigate

The capable detective was assigned to investigate the cause of the tragedy. - Yetenekli dedektif trajedinin nedenini araştırmak üzere atanmıştır.

They are going to investigate the affair. - Onlar olayı araştıracak.

araştır
{f} research

The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research. - Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.

The research institute was established in the late 1960s. - Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.

araştır
make a survey of
araştır
inquire

He says he will inquire into the matter. - Konuyu araştıracağını söylüyor.

araştır
{f} ferret
araştır
look into

I will look into the matter. - Konuyu araştıracağız.

Please look into this matter as soon as you can. - Lütfen yapabildiğiniz kadar kısa zamanda bu konuyu araştırın.

inceden inceye dikkatle araştıran
minutely examining carefully
araştır
probe
araştır
(Biyoloji) explore

Tom explored every possibility. - Tom her olasılığı araştırdı.

In 1497, John Cabot explored Canada. - 1497 de, John Cabot Kanada'yı araştırdı.

araştır
snoop
dilin köklerini araştıran bilim
etymology
gübreleri araştıran
scatological
inceden inceye araştıran
searching
iyice araştıran
scrutinizer
iyice araştıran
scrutiniser
kanserojen etmenleri araştıran bilim dalı
carcinology
şeytan ve cinlerin varlığını araştıran bilim
demonology
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) MÜFETTİŞ
araştıran
Favoriten