an eager desire or longing; greediness; as, a greed of gain

listen to the pronunciation of an eager desire or longing; greediness; as, a greed of gain
Englisch - Türkisch

Definition von an eager desire or longing; greediness; as, a greed of gain im Englisch Türkisch wörterbuch

greed
{i} hırs

Dünya ihtiyaçlarımızı tatmin edebilir ancak hırsımızı değil. - The earth can satisfy our needs but not our greed.

O bencil ve hırslıdır. - He is selfish and greedy.

greed
açgözlülük

Açgözlülük her zaman iyi değildir. - Greed is not always good.

Dünya açgözlülük olmadan çok daha iyi olurdu. - The world would be so much better off without greed.

greed
açgözlü

Tom asla açgözlü değildi. - Tom never was greedy.

Tom kesinlikle açgözlü. - Tom certainly is greedy.

greed
hevesli
greed
harislik
greed
haris
greed
hırslı

O bencil ve hırslıdır. - He is selfish and greedy.

greed
greedy tamahkar
greed
açgözlülükle
greed
hasis
greed
{i} hırs, tamah, açgözlülük
greed
{i} oburluk

Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik. - The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.

greed
arzulu
greed
tamahkarlık
greed
greediness hırs
greed
obur

Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik. - The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.

greed
açgözIülük
greed
greedily hırsla
Englisch - Englisch
greed
an eager desire or longing; greediness; as, a greed of gain
Favoriten