a person, especially a minor, both or (rarely) one of whose parents have died

listen to the pronunciation of a person, especially a minor, both or (rarely) one of whose parents have died
Englisch - Türkisch

Definition von a person, especially a minor, both or (rarely) one of whose parents have died im Englisch Türkisch wörterbuch

orphan
öksüz

O, öksüze yakınlık gösterdi ve ona biraz para verdi. - She sympathized with the orphan and gave him some money.

Bazı öksüzler evlatlık alınacak, ama hepsi değil. - Some orphans will be adopted, but not all.

orphan
yetim

Tom yapmayı söz verdiği yetimhaneyi yaptırmak için yeterli parayı toplamada zor zamanlar geçirdi. - Tom had a hard time raising enough money build the orphanage he'd promised to build.

O on yaşındayken yetim oldu. - He became an orphan when he was ten.

orphan
i., s. öksüz. f. öksüz bırakmak
orphan
ailesiz
orphan
(Tıp) orfan
orphan
öksüz bırakmak
orphan
kimsesiz

Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi. - They adopted the orphan.

O kimsesiz çocuğa acıdı ve ona biraz para verdi. - She felt sympathy for the orphan and gave him some money.

orphan
öksüz bırak
orphan
orphanhoodöksüzlük
orphan
{i} kimsesiz çocuk
orphan
{f} yetim bırakmak
orphan
{f} kimsesiz bırakmak
Englisch - Englisch
orphan
a person, especially a minor, both or (rarely) one of whose parents have died

    Silbentrennung

    a person, es·pe·cial·ly a minor, both or (rarely) one of whose parents have died

    Aussprache

Favoriten