a particular geographic region

listen to the pronunciation of a particular geographic region
Englisch - Türkisch

Definition von a particular geographic region im Englisch Türkisch wörterbuch

area
alan

Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi. - It was not permitted that the inhabitants trespass in the area.

O, alanı elininin arkası gibi bilir. - He knows the area like the back of his hand.

area
{i} bölge

Bu bölgede çok az kitapçı var. - There are few bookstores in this area.

Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir. - This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.

area
saha

Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir. - Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.

Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük. - This area is as big as a football pitch.

area
civar

Gördüğüm kadarıyla bu civarda yaya trafiği pek yok. - There is not a lot of foot traffic in this area so far as I have seen.

Bu civardaki alan bombalandı. - The area around here was bombed.

area
yöre
area
(Matematik) yüzölçü
area
yüzey
area
boşluk
area
(İnşaat) alan, yer
area
{i} 1. alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a
area
{i} harekât bölgesi
area
(Anatomi) alan,saha örn: area poplitea
area
mesaha
area
{i} bodrum girişi
area
{i} yüzölçümü
area
alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a
Englisch - Englisch
area
a particular geographic region

    Silbentrennung

    a par·ti·cu·lar ge·o·gra·phic re·gion

    Türkische aussprache

    ı pırtîkyılır ciıgräfîk ricın

    Aussprache

    /ə pərˈtəkyələr ˌʤēəˈgrafək ˈrēʤən/ /ə pɜrˈtɪkjəlɜr ˌʤiːəˈɡræfɪk ˈriːʤən/
Favoriten