a number of vultures assembled together

listen to the pronunciation of a number of vultures assembled together
Englisch - Türkisch

Definition von a number of vultures assembled together im Englisch Türkisch wörterbuch

wake
{f} uyanmak

Yarın sabah erken uyanmak istiyorum. - I want to wake up early tomorrow morning.

Ben saat 6.30'da uyanmak zorundayım. - I have to wake up at 6:30.

a number of
bir kaç
wake
{f} ölünün başında beklemek
a number of
birtakım

Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var. - I have a number of influential friends.

Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu. - Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.

wake
(İnşaat) arkası
wake
(Bilgisayar) uyanma

Annesi onu uyandırıncaya kadar Jim uyanmadı. - Jim didn't wake up until his mother woke him.

Bebek uyanmasın diye parmak ucumda yürüdüm. - I walked on tiptoes so as not to wake the baby.

wake
kaldırmak
wake
uyanık

Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder. - A strong cup of coffee helps me wake up.

a number of
birkaç

Tom birkaç yıl önce öldü. - Tom died a number of years ago.

Birkaç arkadaş onu uğurladılar. - A number of friends saw him off.

wake
canlandırmak
wake
uyandırmak

Komşularımı uyandırmak istemiyorum. - I don't want to wake my neighbors.

Seni uyandırmak istemedim. - I didn't mean to wake you.

wake
geminin suda bıraktığı iz
wake
harekete geçirmek
a number of
Bir dizi

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı. - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.

Fadıl, Leyla'dan bir dizi mektup aldı. - Fadil received a number of letters from Layla.

a number of
bir miktar

Bir miktar kitap çalındı. - A number of books were stolen.

Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti. - Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.

wake
sabahlama/iz
wake
{i} rüzgâr çıkması
wake
{f} anlamasını sağlamak
wake
(fiil) uyanmak, canlanmak, körüklemek, sabahlamak, ölünün başında beklemek, uyandırmak, canlandırmak, anlamasını sağlamak, gözünü açmak
wake
{i} dümen rüzgârı
wake
{i} sabahlama
wake
(isim) sabahlama, ölüyü bekleme, yıllık tatil, dümen suyu, gemi izi, dümen rüzgârı, rüzgâr çıkması
Englisch - Englisch
wake
a number of
Several of

I spoke with a number of them about it.

a number of
Several

A number of people have commented on it.

a number of
several, numerous, many
a number of vultures assembled together

    Silbentrennung

    a num·ber of vultures as·sem·bled to·geth·er

    Türkische aussprache

    ı nʌmbır ıv vʌlçırz ısembıld tıgedhır

    Aussprache

    /ə ˈnəmbər əv ˈvəlʧərz əˈsembəld təˈgeᴛʜər/ /ə ˈnʌmbɜr əv ˈvʌlʧɜrz əˈsɛmbəld təˈɡɛðɜr/
Favoriten