a coming in; entrance; admittance; ingress; infusion

listen to the pronunciation of a coming in; entrance; admittance; ingress; infusion
Englisch - Türkisch

Definition von a coming in; entrance; admittance; ingress; infusion im Englisch Türkisch wörterbuch

Relevante Übersetzungen

income
{i} kazanç

Tom ve Meryem her yıl kazançlarının yarısından fazlasını biriktirir. - Tom and Mary save over half of their income each year.

income
gelir

Eğer yüzde 25 daha fazla gelirim olsaydı yaşamımdan daha hoşnut olurdum. - If I had 25% more income, I'd be more satisfied with my life.

Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük. - Your income is about twice as large as mine is.

income
(Ticaret) kar

Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi. - The government decided to impose a special tax on very high incomes.

income
(Ticaret) akar
income
(Tıp) Vücuda giren gıda
income
gross income brüt gelir
income
biyo
income
gayri safi gelirincome net gelir
income
{i} bütçe
income
safi gelir
Englisch - Englisch
income
a coming in; entrance; admittance; ingress; infusion
Favoriten
Mehr...
Löschen