a box with compartments for storing eating utensils, silverware etc

listen to the pronunciation of a box with compartments for storing eating utensils, silverware etc
Englisch - Türkisch

Definition von a box with compartments for storing eating utensils, silverware etc im Englisch Türkisch wörterbuch

canteen
bıçak
canteen
kaşık takımı
canteen
kantin

Ben kantindeki yiyeceklerden nefret ediyorum. - I hate the food in the canteen.

Kantinde öğle yemeği yedim. - I had lunch at the canteen.

canteen
matara

Yanına bir matara dolusu su almalısın. - You should take a canteen full of water with you.

Tom Mary'ye matarasını uzattı ve o bir içki aldı. - Tom handed Mary his canteen and she took a drink.

canteen
/ kişilik çatal
canteen
(Mukavele) kantin, yemekhane
canteen
{i} kantin, büfe
canteen
(Askeri) MATARA: Bir askerin teçhizatı arasında bulunan ve su, kahve gibi ihtiyaç maddelerini taşımaya yarayan kap
canteen
yemek takımlarının içinde durduğu göz veya sandık
canteen
çatal bıçak/matara/kantin
canteen
{i} yemek kabı
Englisch - Englisch
canteen
a box with compartments for storing eating utensils, silverware etc
Favoriten