Is there a bank where I can exchange yen for dollars?
- Yen'i dolarla değiştirebileceğim bir banka var mı?
I exchanged yen for dollars.
- Yen'i dolarla değiştirdim.
They replaced the defective TV with a new one.
- Arızalı TV yi yenisiyle değiştirdiler.
Please replace the empty ink cartridge in the printer.
- Yazıcının boş mürekkep kartuşunu lütfen değiştir.
Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
- Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.
She had to alter her dress by herself.
- Elbisesini tek başına değiştirmek zorunda kaldı.
GloFish are genetically modified aquarium fish.
- GloFish genetik olarak değiştirilmiş akvaryum balığıdır.
I'm a genetically modified organism.
- Ben genetiği değiştirilmiş bir organizmayım.
You'll have to modify the height of the table to make it fit.
- Onu uygun hale getirmek için tablonun yüksekliğini değiştirmek zorunda kalacaksın.
Some people want to amend the constitution.
- Bazı insanlar anayasayı değiştirmek istiyorlar.
The Bill of Rights amended the U.S. Constitution.
- İnsan hakları beyannamesi ABD Anayasasını değiştirdi.
But Pepperberg says working with the parrot has already changed the way of looking at animals.
- Fakat Pepperberg papağan ile çalışmanın daha şimdiden hayvanlara bakmanın şeklini değiştirdiğini söylüyor.
A week before she died she changed her will and left her entire fortune to her dog Pookie.
- O ölmeden bir hafta önce vasiyetini değiştirdi,bütün servetini köpeği Pookie'e bıraktı.
This book will transform your life.
- Bu kitap yaşamınızı değiştirecek.
Tom got his suit altered.
- Tom takım elbisesini değiştirdi.
Tom altered his plans.
- Tom planlarını değiştirdi.
Women are interchangeable instruments for a constantly identical pleasure.
- Kadınlar sürekli aynı zevk için değiştirilebilir enstrümanlardır.
These two parts are interchangeable.
- Bu iki parça değiştirilebilir.
Mary and I, who are twins, used to amuse ourselves by exchanging identities and fooling everyone.
- İkiz olan Mary ve ben kimliklerimizi değiştirerek ve herkesi kandırarak kendimizi eğlendirirdik.
Tom is at the bank exchanging money.
- Tom bankada para değiştiriyor.
Would you like to switch seats?
- Koltukları değiştirmek ister misin?
Do you want to switch seats?
- Koltukları değiştirmek ister misiniz?
That will change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
That won't change anything.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
He was bartering information.
- Bilgi değiş tokuş ediyordu.
Would you like to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misin?
Tom wishes he could swap places with Mary.
- Tom yerleri Mary ile karşılıklı değiştirebilmeyi diliyor.
There are varying explanations.
- Değişik açıklamalar var.
Opinions vary from person to person.
- koşullardan insandan insana değişir.
Social customs vary from country to country.
- Sosyal gelenekler ülkeden ülkeye değişir.
Many boys and girls ranging from 12 to 18 entered the contest.
- 12 ila 18 arasında değişiklik gösteren birçok erkek ve kız yarışmaya katıldı.
In Colombia, the population is classified into social strata ranging from one to six, one being the poorest and six being the richest.
- Kolombiya'da nüfus birden altıya kadar değişen sosyal katmanlara göre sınıflandırılır. Bir en fakir olma ve altı en zengin olma.
Because the distance between the Sun and Mars varies, temperatures range from -125 degrees Celsius in the Martian winter to 22 degrees Celsius in the Martian summer.
- Güneş ve Mars arasındaki mesafe değiştiği için, sıcaklıklar Mars kışında -125 santigrat derece ile Mars yazında 22 santigrat derece arasında değişir.
Prices range from one to five dollars.
- Fiyatlar bir dolarla beş dolar arasında değişir.
That'll change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
That won't change anything.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Tom's favorite singer is always changing.
- Tom'un favori şarkıcısı sürekli değişiyor.
Tom is in the garage changing his oil.
- Tom garajda yağını değiştiriyor.
He's proposing a suggestion for altering the research method.
- O araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri teklif ediyor.
I'm tired of altering my plans every time you change your mind.
- Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.
If the address changes, please contact us.
- Eğer adres değişirse, lütfen bizimle bağlantı kurun.