daughter language

listen to the pronunciation of daughter language
İngilizce - Türkçe
(Dilbilim) yavru dil
benzer dil
aynı kökenden türemiş dil
daughter
{i} kız evlât

Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor. - He leaves a widow and a daughter.

Tom her zaman bir kız evlat istedi. - Tom always wanted a daughter.

daughter
kız evlat

Tom her zaman bir kız evlat istemişti. - Tom had always wanted a daughter.

Tom her zaman bir kız evlat istedi. - Tom always wanted a daughter.

daughter
{i} bağ

Mary onun kızına bağırmakla ilgili kendini suçlu hissetti. - Mary felt guilty about yelling at her daughter.

Kralın kızını kazanmalıyım! diye bağırdı ikisi de. - I shall win the king's daughter! they both cried.

daughter
kız çocuk
daughter
{i} ilişki

Sami'nin kendi kızı ile ensest ilişkisi vardı. - Sami has had an incestuous relationship with his daughter.

daughter
{i} kız

Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım. - I'm Helen Cartwright's daughter.

Kızı onunla her yere gitmeye hevesli. - His daughter is eager to go with him anywhere.

daughter
daughter law gelin
daughter
(Nükleer Bilimler) kız (parçalanma ürünü),ürün
daughter
kerime
İngilizce - İngilizce
A language which genetically descends from earlier, parent language

French, Spanish, Italian and Portuguese are daughter languages of Latin.

{i} language which has developed gradually from another language
daughter
daughter language

    Heceleme

    daugh·ter lan·guage

    Türkçe nasıl söylenir

    dôtır länggwıc

    Eş anlamlılar

    daughter

    Telaffuz

    /ˈdôtər ˈlaɴɢgwəʤ/ /ˈdɔːtɜr ˈlæŋɡwəʤ/