döndürücü

listen to the pronunciation of döndürücü
Türkçe - İngilizce
twirler
capstan
dön
{f} turn

Mr Smith has not turned up yet though he promised to come. - Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.

The leaves of the trees turn yellow in fall. - Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.

dön
(Bilgisayar) transform

The caterpillar transformed into a beautiful butterfly. - Tırtıl güzel bir kelebeğe dönüştü.

Caterpillars transform into butterflies while they're in a cocoon. - Tırtıllar koza içerisindeyken kelebeğe dönüşür.

dön
wheel

Do you know who invented the Ferris wheel? - Dönme dolabı kimin icat ettiğini biliyor musun?

The world's first Ferris wheel was built in Chicago. It was named after its contructor, George Washington Gale Ferris, Jr. - Dünyanın ilk dönme dolabı Şikago'da yapıldı. Ona yapımcısının adı verildi, George Washington Gale Ferris, Jr.

dön
{f} veering

I saw his car veering to the right. - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

dön
back down

Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down. - Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.

Tom refused to back down. - Tom sözünden dönmeyi reddetti.

dön
{f} twirl
dön
veer

I saw his car veering to the right. - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

dön
{f} rotating

The black hole is surrounded by a rotating disk of ionized gas. - Kara delik, iyonize gazdan oluşan dönen bir diskle çevrilidir.

There is a rotating restaurant at the top of this tower. - Bu kulenin tepesinde döner restoran var.

dön
return to

He left the Mexican capital to return to Texas. - O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.

I'll return to get my handbag. - Ben el çantamı almak için geri döneceğim.

baş döndürücü
Vertiginous, dazzling, giddy, dizzy
dön
revert
baş döndürücü
vertiginous
baş döndürücü
dazzling, dizzy, giddy
baş döndürücü
giddy
baş döndürücü
dizzy

Tom looked down upon the city from the dizzying height of the skyscraper. - Tom gökyüzünün baş döndürücü yüksekliğinden şehre baktı.

Tom has a lot of dizzy spells. - Tom'un birçok baş döndürücü büyüleri vardır.

baş döndürücü bir şekilde
dizzily
dön
sheer
dön
return

After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated. - Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.

After a long absence, he returned home. - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.

şerit döndürücü
tape transport
Türkçe - Türkçe
döndürücü