cumulate

listen to the pronunciation of cumulate
İngilizce - Türkçe
kümülat (yerçekimi-çökelmesi sonucu kristallerin birikmesi ile oluşan sokulum kor kayaçlarına uygulanan bir terim)
birikmek
biriktirmek
(Denizbilim) birikme
accumulate
{f} yığmak
accumulate
{f} birikmek
accumulate
biriktirmek
accumulate
(Askeri) BİRİKTİRMEK; YIĞMAK; TOPLAMAK; BİRİKMEK; ÇOĞALMAK; YIĞILMAK
accumulate
(Tekstil) yığmak (biriktirmek, depolamak, kümelemek, toplamak, depo etmek)
accumulate
biriktir

Servetini çok çalışarak biriktirdi. - He accumulated his fortune by hard work.

O büyük bir servet biriktirdi. - He accumulated a large fortune.

accumulate
{f} toplamak
cumulation
(Tıp) birikim
cumulation
birikme
accumulate
çoğalmak
accumulate
yığılmak
accumulate, amass
Biriktirmek biriktikçe
accumulate
toplamak biriktirmek
accumulate
{f} toplanmak
cumulation
(Tıp) Birikme, yığılma, toplanma devamlı alınan herhangi bir ilaç veya maddenin dokularda birikim göstermesi
cumulate