İngilizce - Türkçe
coming next after the first in position in space or time or degree or magnitude teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- second
- saniye
Bir dakikada altmış saniye vardır.
-One minute has sixty seconds.
Bir dakikada altmış saniye vardır.
-There are sixty seconds in a minute.
- second
- {i} ikinci
Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.
-Doctors refused to perform a second operation.
Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu.
-His second son married and settled down.
- second
- {i} destek
Tom hareketi destekledi.
-Tom seconded the motion.
- second
- ikinci/saniye
- second
- düelloda şahit
- second
- yardımcı
- second
- diğer
En küçük erkek kardeşimin ilk evliliğinden iki çocuğu var, ve diğer çocuk ikinci evliliğinden.
-My youngest brother has two children from his first marriage, and another child from his second.
Eldivenin tekini kaybettim. Şimdi diğer tekiyle ne yapmam gerekiyor?
-I lost a glove. Now what should I do with the second one?
- 2nd
- ikinci
- second
- {i} düello şahidi
- second
- geçici olarak göreve getirmek
- second
- göreve getir/destekle
- second
- {s} ikinci dereceli
- second
- {i} nota aralığı
- second
- {f} göreve getirmek [brit. ask.]
- second
- {s} öbür
- second
- ikinci kalite mallar
İlgili Terimler
coming next after the first in position in space or time or degree or magnitude
Heceleme
com·ing next af·ter the first in po·si·tion in space or time or de·gree or mag·ni·tudeTürkçe nasıl söylenir
kʌmîng neks äftır dhi fırst în pızîşın în speys ır taym ır dîgri ır mägnıtudTelaffuz
/ˈkəməɴɢ ˈneks ˈaftər ᴛʜē ˈfərst ən pəˈzəsʜən ən ˈspās ər ˈtīm ər dəˈgrē ər ˈmagnəˌto͞od/ /ˈkʌmɪŋ ˈnɛks ˈæftɜr ðiː ˈfɜrst ɪn pəˈzɪʃən ɪn ˈspeɪs ɜr ˈtaɪm ɜr dɪˈɡriː ɜr ˈmæɡnəˌtuːd/
Resimler
Favoriler