bulk, bigness, a glutinous substance, a score

listen to the pronunciation of bulk, bigness, a glutinous substance, a score
İngilizce - Türkçe

bulk, bigness, a glutinous substance, a score teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

size
büyüklük

Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik. - We arranged the books according to size.

Tom'un evi Mary'ninkiyle hemen hemen aynı büyüklükte. - Tom's house is about the same size as Mary's.

size
Boyut

Senin odan benimkinin boyutunun iki katı kadar. - Your room is twice the size of mine.

Bu ayakkabılardan benim boyutumda olanından sizde var mı? - Do you have these shoes in my size?

size
ölçü

Ayakkabı ölçün nedir? - What's your shoe size?

Sizce Tom'un ayakkabı ölçüsü nedir? - What do you think Tom's shoe size is?

size
ebat

Tom, doğru ebatta alyan anahtarı olmadığı için karyolanın montajını yapamadı. - Tom couldn't assemble the bed because he didn't have the right sized Allen key.

Bu elbise, üç ebatta gelir. - This dress comes in three sizes.

size
büyüklük, boyut boyut
size
{f} büyüklüğüne göre ayırmak
size
fi
size
{i} önemli miktar
size
{f} sertleştirmek (şapka)
size
Sığa
size
aharlamak
size
haşıl
size
ahar
size
hacim
size
cesamet
size
istenilen ebatta kesip biçmek
size
{i} (ayakkabı için) numara; (elbise için) beden; (şişe/kutu için)boy: What size shoe do you want? Kaç numara ayakkabı
size
size upkdili
size
(fiil) büyüklüğüne göre ayırmak, çirişlemek, tutkallamak, sertleştirmek (şapka)
İngilizce - İngilizce
{n} size
bulk, bigness, a glutinous substance, a score