Onu izlesen iyi olur, ahbap.
- You'd better watch it, buddy.
Arkadaşım dikkatsizce sürmez.
- Buddy doesn't drive carelessly.
Acını hissediyorum, arkadaş.
- I feel your pain, buddy.
Neden kankam bir geri zekalı?
- Why is my buddy an idiot?
Büyük bir hata yaptın, kardeş.
- You made a big mistake, buddy.
Ağaçlar bu yılın başlarında tomurcuklanıyor.
- The trees are budding early this year.
O ağaçtaki tomurcuklar açmak üzere.
- The buds on that tree are about to pop open.
Eğer herkesle ve herhangi biriyle arkadaş olursan, çok geçmeden insanlar senin insanları memnun eden biri olduğunu düşünecekler.
- If you buddy up to everybody and anybody, pretty soon people will think you're just a people-pleaser.
Tom ve ben balıkçılık arkadaşlarıyız.
- Tom and I are fishing buddies.
Meyve bahçesi uzmanı bir elma tomurcuğunu kök gövde üzerine aşıladı.
- The orchardist grafted an apple bud onto the rootstock.
Çalı tomurcukları sonbahardan beri boyut olarak değişmedi.
- The buds on the bush have not changed in size since fall.
Ağaçlar bu yılın başlarında tomurcuklanıyor.
- The trees are budding early this year.
Onu izlesen iyi olur, ahbap.
- You'd better watch it, buddy.
Hey, buddy, I think you dropped this.
They have been buddies since they were in school.
drinking buddies.
... JUST ONE FOR YOU, LITTLE BUDDY. ...
... AH, THERE'S MY MAN. YAMAZAKI, MY BEACH BUDDY. ...