Many scientists live in this small village.
- Birçok bilim adamı bu küçük köyde yaşıyor.
He respects Einstein, an American scientist.
- O, bir Amerikalı bilim adamı, Albert Einstein'a saygı duyuyor.
The eloquent scholar readily participated in the debate.
- Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı.
A scholar made an excellent speech about human rights.
- Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.
The leader of the party is a famous scientist.
- Partinin lideri ünlü bir bilim adamıdır.
I consider him a great scientist.
- Onu büyük bir bilim adamı olarak görüyorum.