Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
Kimin evi seninkinin karşısında?
- Whose house is opposite to yours?
Kendini benim yerime koy.
- Put yourself in my position.
Kendini benim yerime koy.
- Put yourself in my place.
Sorunu niçin kendin araştırmıyorsun? O senin sorumluluğun.
- Why don't you look into the problem yourself? It's your responsibility.
Defter senin değil, onundur.
- The notebook is not yours. It's his.
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
- I can't afford such a good camera as yours.
Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.
- I want a jacket shaped like yours.
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
Sanırım bunlar sizinkiler.
- I think these are yours.
Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
- I need a pencil. Can I use one of yours?
Bunlar benim ayakkabılarım ve şunlar seninkiler.
- These are my shoes and those are yours.
Benim zevklerim seninkilerden oldukça farklı.
- My tastes differ greatly from yours.