Bu çok güzel bir şömine.
- This is a very nice fireplace.
Çok güzel görünümlü bir el yazısı var.
- She has very nice-looking handwriting.
Her nezaman böyle güzel bir yağmurumuz olsa, ben yıllar öncesini, ikimizi hatırlıyorum.
- Whenever we have such lovely rain, I recall the two of us, several years ago.
Biz güzel bir yemek yedik.
- We had a lovely meal.
İki oğlan sevimli bir kediyle yalnız yaşıyorlardı.
- The two boys lived alone with a lovely cat.
O, sevimli köpeğin kendine ait olmasını diledi.
- She wished the lovely dog belonged to her.
Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.
- And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.
Erkekler hoş kadınları sever.
- Men like lovely women.
Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer.
- America is a lovely place to be, if you are here to earn money.
... Mr. Weiner: Oh, very nice. ...
... of all, solar power is very nice, but it's twice as expensive as fossil fuel technology ...