vaziyet

listen to the pronunciation of vaziyet
التركية - الإنجليزية
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) hal, durum
El koyma
Durum, tavır, hâl
Durum, tavır, hâl: "Vaziyetimi söyleyiniz, hemen gelir beni kurtarır."- A. Gündüz
Konum
VAZİYET
(Hukuk) Durum, hal
esas vaziyet
Esas duruş
vaziyet
المفضلات