I need an extension cord.
- Bir uzatma kablosuna ihtiyacım var.
That extension cord looks dangerous to me. You see where it's frayed there?
- Bu uzatma kablosu bana tehlikeli gibi görüyor. Nereden yıprandığını görüyor musun?
I want to stretch my legs.
- Ben bacaklarımı uzatmak istiyorum.
I wouldn't mind stretching my legs a little.
- Bacaklarımı biraz uzatmamın benim için bir sakıncası yok.
I'd like to extend my stay through Sunday.
- Kalışımı Pazar gününe kadar uzatmak istiyorum.
They are planning to extend the railroad to the next town.
- Onlar demiryolunu sonraki şehre uzatmayı planlıyor.
I wouldn't mind stretching my legs a little.
- Bacaklarımı biraz uzatmamın benim için bir sakıncası yok.
Where is the extansion cable?.
Gooseberries are fruits that are effective at extending life.
- Bektaşi üzümü hayatı uzatmada etkili meyvelerdir.
Tom wanted to check the applicant's character reference before extending an offer.
- Tom teklifi uzatmadan önce başvuranın karakter referansını kontrol etmek istedi.