التركية - الإنجليزية
تعريف uyuşuk uyuşuk في التركية الإنجليزية القاموس.
- uyuşuk
- lazy
- uyuşuk
- lethargic
Mary becomes lethargic in the summer heat.
-Mary yaz sıcaklarında uyuşuk olur.
Sami sounded lethargic.
-Sami uyuşuk gibi geliyordu.
- uyuşuk
- numb
- uyuşuk
- slothful
- uyuşuk
- asleep
- kılıksız ve uyuşuk kimse
- slovenly and lazy person
- uyuşuk
- sleepy
- uyuşuk
- indolent
- uyuşuk
- inert
- uyuşuk
- numb, dead; lazy, sluggish, lethargic, shiftless, indolent
- uyuşuk
- bovine
- uyuşuk
- slacker
- uyuşuk
- happy
- uyuşuk
- slouching
- uyuşuk
- torpid
- uyuşuk
- benumbed
- uyuşuk
- poky
- uyuşuk
- quiescent
- uyuşuk
- slouchy
- uyuşuk
- sluggish, lethargic
- uyuşuk
- slack
- uyuşuk
- bonelazy
- uyuşuk
- supine
- uyuşuk
- stick in the mud
- uyuşuk
- drowsy
- uyuşuk
- lackadaisical
- uyuşuk
- dormant
- uyuşuk
- soggy
- uyuşuk
- lethargical
- uyuşuk tip
- poke
- uyuşuk tip
- snail
- uyuşuk tip
- do little
- uyuşuk tip
- slowcoach
- uyuşuk tip
- slowpoke
- uyuşuk tip
- stick in the mud
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف uyuşuk uyuşuk في التركية التركية القاموس.
- Uyuşuk bir biçimde, uyuşuk olarak
- uyuşuk
- Gevşek, tembel, sünepe, uyuntu: "Terli, sıcak, uyuşuk vücudu, yatağın çukuruna yapışmış, kımıldayamıyor bile."- P. Safa
- uyuşuk
- Gevşek, tembel, sünepe, uyuntu
- uyuşuk
- Duymaz ve hareket edemez duruma gelmiş, uyuşmuş
- uyuşuk
- Bursa yöresine özgü bir peynir cinsi
المصطلحات ذات الصلة
uyuşuk uyuşuk
الواصلة
u·yu·şuk u·yu·şukالنطق
Resimler
السابق
المفضلات