تعريف used to. في الإنجليزية التركية القاموس.
- alışkın olmak
- (eskiden) -erdi
- alışkın
Yalnız yaşamaya alışkın.
- She is used to living alone.
Erken kalkmaya alışkınım.
- I'm used to getting up early.
- alışkan
- öğür
- -ardı
- alışık olmak
- yapardı
O, arkadaşlarına karşı zorbalık yapardı.
- He used to bully his friends.
O nehir boyunca sık sık yürüyüş yapardım.
- I used to often take walks along that river.
- kullan
Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.
- My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- ederdi
Mary, Tom'la evlenmeyi hayal ederdi.
- Mary used to dream about marrying Tom.
O, ondan nefret ederdi.
- She used to hate him.
- Be used to.
- alışkın olmak
- in the habit of
- alışkanlık olarak
- used to
- geçmiş zamanda yapılan
- used to
- alışık
Askerler tehlikeye alışıktırlar.
- Soldiers are used to danger.
Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
- Tom isn't used to walking barefooted.
