to invest which properties, or qualities

listen to the pronunciation of to invest which properties, or qualities
الإنجليزية - التركية

تعريف to invest which properties, or qualities في الإنجليزية التركية القاموس.

property
mülkiyet

Tüm mülkiyetini oğluna bağışladı. - He handed over all his property to his son.

Buraya giremezsin. Bu özel bir mülkiyet. - You are not allowed here. This is private property.

property
mülk

Buraya giremezsin. Bu özel bir mülkiyet. - You are not allowed here. This is private property.

En büyük oğlan bütün mülkiyetin varisi oldu. - The eldest son succeeded to all the property.

property
{i} özellik

Bu çok büyük bir özellik. - It's a very large property.

Aşırıiletkenlik fiziksel bir özelliktir. - Superconductivity is a physical property.

property
{i} mülk, emlak; arazi
property
özellik/
property
{i} servet

Babası tarafından ona bırakılan servet onun rahat bir şekilde yaşamasını sağlar. - The property left him by his father enables him to live in comfort.

Edward amcasının servetini miras olarak aldı. - Edward inherited his uncle's property.

property
(isim) eşya, emlâk, mal, mülk, varlık, servet, sahne eşyaları, sahne elbiseleri, özellik, nitelik
property
sahiplik
property
mal-mülk
property
emtia
property
hassa
property
(Felsefe) özgülük
property
nitelik
property
property qualification bir kimseye oy hakkı sağlayan mülk sahipliği
property
{i} sahne eşyaları
property
(Askeri) MAL; ORDU MALI: 1. Sahip olunabilen herhangi bir şey. 2. Askeri anlamda kullanıldığı şekilde, bu terim gayrimenkul ve malzemeleri içine alan maddi mal ile sınırlıdır. 3. Özel amaçlar ve muayyen durumlardaki kullanım için, bu terim, kamu arazisi, belirli topraklar, muayyen kategorideki donanma gemileri ve Federal hükümetin kayıtlarını hariç tutabilir
الإنجليزية - الإنجليزية
property