Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- Mother is busy cooking the dinner.
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- My mother is busy cooking dinner.
Jane bana yemek pişirmek isteyip istemediğimi sordu.
- Jane asked me if I would like to cook.
Tuz, yemek pişirmek için gereklidir.
- Salt is necessary for cooking.
Korkarım ki iyi bir aşçı değilim.
- I'm afraid I'm not much of a cook.
Benim aşçılığım anneninkinin yerini tutamaz.
- My cooking cannot hold a candle to Mother's.
Ben yemek yapmakta başarısız oluyorum.
- I am failing at cooking.
Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.
- She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.
Akşam yemeği hazırlamakla meşgulüm.
- I'm busy cooking dinner.
Yemek hazırlamakla meşguldüm.
- I was busy cooking dinner.
Biraz kurabiye yapmak için hamur açtı.
- I rolled the dough to make some cookies.
Hadi bu gece akşam yemeğini dışarda yiyelim, yemek yapmak için çok yorgunum.
- Let's dine out tonight. I'm too tired to cook.
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- Mother is busy cooking the dinner.
Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?
- Shall I cook dinner for you?
I'll just do some eggs.
Look at that poor dog shut up in that car on a day like today - it must be cooking in there.
... I'm a really good cook, actually, which maybe some of ...
... IF THIS THING COULD COOK, I WOULD TOTALLY MARRY IT. ...