الإنجليزية - التركية
تعريف to convey or transport something by means of pipes في الإنجليزية التركية القاموس.
- pipe
- boru
Eski demir boru pas doluydu.
-The old iron pipe was full of rust.
Bizim su boruları patlamış.
-Our water pipes burst.
- pipe
- {i} kaval
- pipe
- boruyla taşımak
- pipe
- borularla getirmek
- pipe
- büz
- pipe
- çubuk
- pipe
- pipo
Ağzında bir pipoyla orada oturuyordu.
-He was sitting there with a pipe in his mouth.
Bu pipo lüle taşından oyulmuş.
-This pipe is carved from meerschaum.
- pipe
- {f} düdük çalarak emretmek/çağırmak
- pipe
- {i} baca
- pipe
- çubu
Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
-At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
- pipe
- {i} kaval, düdük
- pipe
- boru,v.boruyla taşı: n.boru
- pipe
- silistre ile verilen kumanda
- pipe
- {f} ıslık çalmak
- pipe
- {f} ince sesle söylemek
- pipe
- (isim) boru, pipo, kaval, düdük, baca, cıvıltı, kuş sesi, şarkı söyleyen ses, nefes borusu, dev şarap fıçısı (yakl. 400 lt.)
- pipe
- {f} hopârlörle duyurmak
- pipe
- {i} kuş sesi
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to convey or transport something by means of pipes في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- pipe
to convey or transport something by means of pipes
الواصلة
to con·vey or trans·port some·thing by means of pipesالتركية النطق
tı kınvey ır tränspôrt sʌmthîng bay minz ıv paypsالنطق
/tə kənˈvā ər transˈpôrt ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈbī ˈmēnz əv ˈpīps/ /tə kənˈveɪ ɜr trænsˈpɔːrt ˈsʌmθɪŋ ˈbaɪ ˈmiːnz əv ˈpaɪps/
Resimler
المفضلات