to be concerned about, have an interest in

listen to the pronunciation of to be concerned about, have an interest in
الإنجليزية - التركية

تعريف to be concerned about, have an interest in في الإنجليزية التركية القاموس.

care
{f} önem vermek
care
önemsemek
care
umursamak
care
aldırmak
care
{i} itina

Onu itinayla ambulansa kaldırdılar. - They lifted him carefully into the ambulance.

care
{i} özen

Sadece en iyi malzemeleri kullanmak için büyük özen gösterilmiştir. - Great care has been taken to use only the finest ingredients.

Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım. - I gave my carefully prepared speech.

care
{i} aldırış
care
iplemek
care
kaygı

Birkaç kişi kaygısız. - Few people are free from cares.

Genç kız kaygısızca kahkaha attı. - The young girl laughed carelessly.

care
istemek
care
{i} himaye
care
kaygı/ilgi/koruma/özen
care
(Tıp) İhtimam, bakım
care
{f} merak etmek
care
{i} ilgi

Bebekle kim ilgilenecek? - Who will take care of the baby?

O, yaşlı annesiyle ilgilenir. - She takes care of her old mother.

care
{i} üzüntü

Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar. - Cares and worries were pervasive in her mind.

care
{i} yapılması gereken şey
care
{i} merak

Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum. - I wonder if you have ever really cared for me.

Merak etmeyin. Onunla ilgileneceğim. - Don't worry. I'll take care of that.

care
{f} kafaya takmak
الإنجليزية - الإنجليزية
care

I don't care what you think.

to be concerned about, have an interest in
المفضلات