the primary parachute

listen to the pronunciation of the primary parachute
الإنجليزية - التركية

تعريف the primary parachute في الإنجليزية التركية القاموس.

main
{s} başlıca

Hinduizm Hindistan'daki başlıca dindir. - Hinduism is the main religion in India.

Fosil yakıtlar küresel ısınmanın başlıca nedenleridir. - Fossil fuels are the main causes of global warming.

main
asıl

Para kazanmak hayatındaki asıl amaçtır. - Making money is his main purpose in life.

Asıl sorun ne zaman başlanacağıdır. - When to start is the main problem.

main
ana

İranlılar ana yemeği yoğurt ile yerlerdi. - Iranians used to eat main meal with yoghurt.

Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar. - The main streets of many small towns have been all but abandoned thanks, in large part, to behemoths like Wal-Mart.

main
(Bilgisayar) ana ana
main
esasen
main
(Bilgisayar) ana grup

Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar. - In the middle of the tour, they became separated from the main group.

main
en önemli

Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır. - The main thing I'm worried about is that I'm not worried.

main
{i} kuvvet
main
ana Ana / Asıl / Ana grup
main
ana main bearing ana yatak
main
Main Street bir kasabanın çarşı caddesi
main
main deckbaş güverte
main
(İnşaat) ana, esas
main
{i} zor

Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum. - I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.

Birinin ününü sürdürmek zordur. - It is hard to maintain one's reputation.

main
gerektiren sebepler
main
(isim) ana boru, deniz, okyanus, zor, kuvvet, horoz dövüşü
main
(Tıp) Bakınız: Hand
main
{i} okyanus

Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur. - The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.

الإنجليزية - الإنجليزية
main
the primary parachute

    الواصلة

    the pri·ma·ry par·a·chute

    التركية النطق

    dhi praymeri perışut

    النطق

    /ᴛʜē ˈprīˌmerē ˈperəˌsʜo͞ot/ /ðiː ˈpraɪˌmɛriː ˈpɛrəˌʃuːt/
المفضلات