الإنجليزية - التركية
تعريف the leader of a group of workers في الإنجليزية التركية القاموس.
- captain
- yüzbaşı
Bir yüzbaşı bir astsubayın üstündedir.
-A captain is above a sergeant.
Onlar beni yüzbaşı yaptı.
-They made me captain.
- captain
- kaptan
Kaptan on dokuz yaşındayken denize gitti.
-The captain went to sea when he was nineteen.
O, takımın kaptanıdır.
-He is the captain of the team.
- captain
- bölük komutanı
- captain
- kaptanlık yapmak
- captain
- yönetmek
- captain
- kumanda etmek
- captain
- takım başı
- captain
- kaptanlık etmek
- captain
- (Denizcilik) DENİZ ALBAYı: A. B. D. Deniz Kuvvetleri'nde rütbesi yarbaydan (commander) yukarı ve tuğamiralden (comondore) aşağı olan subay
- captain
- suvari
- captain
- (isim) kaptan, lider, şef, önder, yüzbaşı, başkomiser, ustabaşı, postabaşı
- captain
- {i} önder
- captain
- captaincy kaptanlık
- captain
- yönet
- captain
- {i} postabaşı
- captain
- {i} kaptan, reis
- captain
- {i} deniz albayı, yüzbaşı
- captain
- yüzbaşı/kaptan
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف the leader of a group of workers في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- captain
John Henry said to the captain, A man ain't nothing but a man..
the leader of a group of workers
الواصلة
the lead·er of a group of workersالتركية النطق
dhi lidır ıv ı grup ıv wırkırzالنطق
/ᴛʜē ˈlēdər əv ə ˈgro͞op əv ˈwərkərz/ /ðiː ˈliːdɜr əv ə ˈɡruːp əv ˈwɜrkɜrz/
Resimler
المفضلات