the act of seeking, a quest, an inquiry

listen to the pronunciation of the act of seeking, a quest, an inquiry
الإنجليزية - التركية

تعريف the act of seeking, a quest, an inquiry في الإنجليزية التركية القاموس.

search
araştırmak

İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi. - He came to Tokyo in search of employment.

Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi. - Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.

search
aramak

Böcek aramak üzere ormana girdik. - We went into the woods in search of insects.

Birçok insan altın aramak için Batı'ya gitti. - Many men left for the West in search of gold.

search
araştırma

Araştırma ekibi onu uçurumun dibinde uzanırken buldu. - The search party found him lying at the foot of a cliff.

Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi. - All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.

search
{f} 1. araştırmak, aramak: We are searching for an inexpensive apartment. Ucuz bir daire arıyoruz. They searched the house from top to bottom
search
(Askeri) ARAŞTIRMAK: Bir hava hedefinin yerini tespit etmek üzere, ışıldak ve radar huzmesini semada bir saha üzerinde ileri hareket ettirmek
search
{f} incelemek
search
gemide araştırma yapma
search
araştırmak, aramak: We are searching for an inexpensive apartment. Ucuz bir daire arıyoruz. They searched the house from top to bottom
search
search out araştırıp öğrenmek
search
{f} sondalamak [tıp.]
search
dikkatle tetkik ve teftiş etmek
search
arama tarama yapmak
search
yoklamak
search
üstünü aramak
search
yoklama
search
bakma
the act of
eyleminin
search
(fiil) araştırmak, aramak, üstünü aramak, yoklamak, incelemek, sondalamak [tıp.], gedik açmak (mermi)
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} search