teveccüh

listen to the pronunciation of teveccüh
التركية - التركية
Güler yüz gösterme, yakınlık duyma, hoşlanma, sevme: "O da benim gibi Avrupa görmüş ihtisas sahibi kart bir gencin teveccühünden memnundur."- H. E. Adıvar
Bir yana doğru yönelme, yüzünü çevirme
(Osmanlı Dönemi) Hoşlanmak
(Hukuk) Yönetme;yakınlık duyma,sevgi
(Osmanlı Dönemi) Bir şeye doğru yönelme, bir tarafa dönme. Çevrilme
(Osmanlı Dönemi) Mânen üzerine düşme
(Osmanlı Dönemi) Sevgi, alâka
(Osmanlı Dönemi) Ait olmak
Güler yüz gösterme, yakınlık duyma, hoşlanma, sevme
(Osmanlı Dönemi) yönelme, sevgi, ilgi
Güler yüz gösterme, yakınlık duyma, hoşlanma, sevme: "O da benim gibi Avrupa görmüş ihtisas sahibi kart bir gencin teveccühünden memnundur."- H. E. Adıvar
teveccüh etmek
Bir yere yönelmek
teveccüh
المفضلات