الإنجليزية - التركية
تعريف term used by fraternity members when referring to each other في الإنجليزية التركية القاموس.
- brother
- {i} kardeş
Erkek kardeşim, ben kadar büyük.
-My brother is as large as I.
O Taro'nun erkek kardeşi.
-He is Taro's brother.
- brother
- erkek kardeş
Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
-My brother lives in Tokyo.
Erkek kardeşim, ben kadar büyük.
-My brother is as large as I.
- brother
- brotherlyerkek kardeşe özgü
- brother
- ağabeyce
- brother
- vay canına!
- brother
- brotherhoodkardeşlik
- brother
- ahi
- brother
- kayınbirader
Kayınbiraderim geçen çarşamba vefat etti.
-My brother-in-law passed away last Wednesday.
Tom Mary'nin kayınbiraderidir.
-Tom is Mary's brother-in-law.
- brother
- brotherin i enişte
- brother
- din kardeşi
- brother
- aynı türkümün erkek üyesi
- brother
- (fiil)y be, vay canına
- brother
- {i} dost
- brother
- birlik
Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
-We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
Bugün Tom'un erkek kardeşiyle birlikte sinemaya gideceğim.
-Today I'll go to the cinema with Tom's brother.
- brother
- (isim) erkek kardeş, kardeş, birader, arkadaş, dost, tarikat üyesi
- brother
- {i} tarikat üyesi
- brother
- bacanak
- brother
- {i} erkek kardeş, birader
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف term used by fraternity members when referring to each other في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- brother
term used by fraternity members when referring to each other
الواصلة
term used by fra·ter·ni·ty members when re·fer·ring to each oth·erالتركية النطق
tırm yuzd bay frıtırnıti membırz hwen rîfırîng tı iç ʌdhırالنطق
/ˈtərm ˈyo͞ozd ˈbī frəˈtərnətē ˈmembərz ˈhwen rəˈfərəɴɢ tə ˈēʧ ˈəᴛʜər/ /ˈtɜrm ˈjuːzd ˈbaɪ frəˈtɜrnətiː ˈmɛmbɜrz ˈhwɛn rɪˈfɜrɪŋ tə ˈiːʧ ˈʌðɜr/
Resimler
المفضلات