tefe'ül

listen to the pronunciation of tefe'ül
التركية - الإنجليزية
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Olacak şeyi tahmin etmek. (Zıddı: Teşe'üm)(Kur'an ile tefe'üle ve rü'yaya itimada ehl-i hakikat tarafdar değiller. Çünki: Kur'an-ı Hakîm, ehl-i küfrü, kesretle ve şiddetli bir tarzda vuruyor. Tefe'ülde, kâfire ait şiddeti, tefe'ül eden insana çıktığı vakit, yeis veriyor; kalbi müşevveş ediyor. M.)(Beşer idrakinin akibetini kest
(Osmanlı Dönemi) Bazı hâdiseleri, tevafukları uğurlu saymak. Meselâ: Bir kitabı rast gele açarak ilk tevafuk eden yeri okuyup ona dikkat ederek onu uğurlu ve esas bir ders sayma gibi
(Osmanlı Dönemi) Fal açmak
tefe
Dokuma tezgâhında tarağı tutan ağaç veya metal parça
tefe'ül
المفضلات