tahsil

listen to the pronunciation of tahsil
التركية - الإنجليزية
collecting
finding out
collecting (money or taxes)
education; being educated; learning (something)
(para) perception
study
education, study " öğrenim; collecting" toplama, alma
course
education
be charged
training
tahsil etmek
collect
tahsil etmek
(Kanun) withdraw
tahsil bankası
(Kanun,Ticaret) collecting bank
tahsil edecek kişi
(Ticaret) payee
tahsil edilebilir
(Ticaret) recoverable
tahsil edilebilirlik
(Ticaret) collectability
tahsil edilecek
(Ticaret) receivable
tahsil edilemez
(Ticaret) irrevocable
tahsil edilemez bir biçimde
irrecoverably
tahsil edilmemiş
(Ticaret) outstanding
tahsil etme
(Ticaret) collection
tahsil etmek
(Ticaret) receive
tahsil etmek
study
tahsil etmek
(Ticaret) clear
tahsil etmek
cash
tahsil etmek
call in
tahsil etmek
(Kanun) obtain
tahsil görmek
study
tahsil görmek
have education
tahsil senedi
(Ticaret) bill for collection
tahsil senedi
(Ticaret) collection item
tahsil senetleri
(Ticaret) bill for collection
tahsil senetleri
(Ticaret) bills of collection
tahsil edilmek
be charged
tahsil yapmak
To be educated, get an education, study
tahsil acentası
(Ticaret) collecting agent
tahsil cirosu
(Ticaret) procuration endorsement
tahsil cirosu
(Ticaret) restricted endorsement
tahsil cirosu
(Ticaret) indorsement for collection
tahsil eden gelir
(Kanun) collected revenues
tahsil edilebilen masraf
(Ticaret) recoverable cost
tahsil edilebilir
leviable
tahsil edilecek para
(Ticaret) money due
tahsil edilecek poliçeler
(Ticaret) acceptance receivable
tahsil edilecek senet
(Ticaret) note receivable
tahsil edilecek ticari senet
(Ticaret) trade note receivable
tahsil edilecek vergi
(Ticaret) tax receivable
tahsil edilemeyen alacaklar
(Ticaret) uncollectible receivables
tahsil edilemeyen borç
irrecoverable debt
tahsil edilemez
irrecoverable
tahsil edilemez krediler
(Ticaret) uncollectible loans
tahsil edilmemiş
uncollected
tahsil edilmemiş çek
(Ticaret) check outstanding
tahsil edilmemiş çek
(Ticaret) outstanding check
tahsil edilmiş
encashed
tahsil emri
(Ticaret) order of collect
tahsil ermek
(Ticaret) encash
tahsil etme
encashment
tahsil etme hakkı
(Ticaret) right to receive
tahsil etmek
encash
tahsil etmek
a) (para, vergi) to collect toplamak b) to study okumak, öğrenim görmek
tahsil etmek
1. to be educated, get an education, study. 2. to study (a subject). 3. to collect (money, taxes)
tahsil görmek
to get an education, be educated
tahsil görmek
to have education; to study öğrenim görmek
tahsil görmüş sınıf
clerisy
tahsil içindir
(Ticaret) for collection
tahsil kabiliyeti
(Ticaret) collectibility
tahsil komisyon ve masraflar
(Ticaret) collection charges
tahsil komisyonu
(Sigorta) collecting commision
tahsil komisyonu
(Ticaret) collecting commission
tahsil masrafları
(Ticaret) walk charges
tahsil masrafları
(Ticaret) recovering charges
tahsil masrafları
(Ticaret) costs of collection
tahsil masrafları
(Ticaret) collecting expenses
tahsil masrafları
(Ticaret) expenses of collecting
tahsil masrafı
(Ticaret) cost of collection
tahsil memuru
1. person who collects money for a municipal authority. 2. tax collector
tahsil mümkün olmayan alacak
(Ticaret) uncollectible loans
tahsil olunacak senet
(Kanun,Ticaret) bill receivable
tahsil senetleri bordrosu
(Ticaret) list of bills for collection
tahsil sürecindeki çekler
(Ticaret) collection float
tahsil yaparak
learnedly
tahsil yetkisi
(Ticaret) collecting power
tahakkuk ve tahsil
(Ticaret) assessment and collection
cebren tahsil
(Ticaret) payment
maliye tahsil şubesi
(Ticaret) revenue office
tahsil etmek
read
bedeli tahsil olunamayan
uncollectible
çek tahsil etmek
to cash/collect a cheque
alacak tahsil süresi
(Ticaret) debt collection period
bedeli tahsil içindir
value to be collected in cash' (inscribed on checks)
depozito tahsil ihbarnamesi
(Ticaret) deposit collection advice
haciz yoluyla tahsil etmek
(Kanun) to levy an execution
zımnen tahsil edilen gelir
(Ticaret) constructive receipt of income
الإنجليزية - الإنجليزية
An administrative division in India and Pakistan
{i} administrative district in India
التركية - التركية
Alma, toplama
Öğrenim
(Osmanlı Dönemi) gelir elde etme, hâsıl etme, elde etme, meydana getirme, kazanma
Parayı alma, toplama: "İcra yoluyla tahsile gideriz, o sonra parasını geri alır."- B. Felek. Öğrenim: "Oğullarının birini tahsil için İstanbul'a göndermiş, ikisini yanında alıkoymuştu."- Y. K. Karaosmanoğlu
TAHSİL
(Osmanlı Dönemi) Aşikâre eylemek
TAHSİL
(Osmanlı Dönemi) İlim edinmek. İlim öğrenmek veya öğretmek için çalışmak
TAHSİL
(Osmanlı Dönemi) Vergi toplamak
TAHSİL
(Osmanlı Dönemi) Hâsıl etmek
tahsil davası
(Kanun) Tahsil davası ya da eda davası alacaklının, temel borç ilişkisine dayanarak, alacağını borçludan alabilmek (tahsil etmek) için açtığı bir normal alacak davasıdır
tahsil etmek
Öğrenim yapmak
tahsil etmek
toplamak
Tahsil etmek
(Osmanlı Dönemi) İSTİFADE
yüksek tahsil
bakınız: yüksek öğrenim
tahsil
المفضلات