tahakküm

listen to the pronunciation of tahakküm
التركية - الإنجليزية
domination, tyranny baskı, zorbalık
imperative
dominance
tahakküm etmek
to dominate, to tyrannize, to oppress
tahakküm etmek
to dominate; to tyrannize (over); to behave domineeringly; to lord it over (someone)
التركية - التركية
Baskı, zorbalık, hükmetme: "Boğazına doğru çekik, yuvarlak çenesinde gurura ve tahakküme istidadı gözüküyor."- P. Safa., "Sen böyle karı tahakkümü altında mi kalacaksın?"- M. Ş. Esendal
(Osmanlı Dönemi) (Hüküm. den) Tekebbür, zorbalık etmek. Zorla hükmetmek.(Evet imanlı fazilet, medar-ı tahakküm olmadığı gibi, sebeb-i istibdad da olamaz. L
(Hukuk) Hükmetme, hakimlik takınma, zorbalık etme
Baskı, zorbalık, hükmetme: "Sen böyle karı tahakkümü altında mı kalacaksın?"- M. Ş. Esendal
Baskı, zorbalık, hükmetme
(Osmanlı Dönemi) zorbalık etme; zorla hükmetme, mânevî baskı
tahakküm etmek
Baskı yapmak, zorbalık etmek, hükmetmek
tahakküm
المفضلات