suddenly; unexpectedly

listen to the pronunciation of suddenly; unexpectedly
الإنجليزية - التركية

تعريف suddenly; unexpectedly في الإنجليزية التركية القاموس.

sudden
{s} ani

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly rain began to fall.

Aniden yağmur yağmaya başladı. - All of a sudden, it began raining.

sudden
{s} beklenmedik

Birden beklenmedik bir şey oldu. - Suddenly, something unexpected happened.

sudden
ansız

kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu. - The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.

Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim. - When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.

sudden
all of a sudden ansızın
sudden
sudden death ani ölüm
sudden
birdenbire çıkan
sudden
su
sudden
birdenbire

Birdenbire gökyüzü karardı. - All of a sudden the sky became dark.

Dewey birdenbire bir kahraman oldu. - Dewey was suddenly a hero.

sudden
neticeyi bir yazıtura atışıyla halletme
sudden
apansız
sudden
{s} ansızın olan
sudden
ansızın

Ansızın fikrini ne değiştirdi? - What made you change your mind all of a sudden?

Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim. - When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.

sudden
aniden

Aniden yağmur yağmaya başladı. - All of a sudden it started raining.

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly it began to rain.

sudden
{s} umulmadık

Aniden umulmadık bir şey meydana geldi. - Suddenly, something unexpected happened.

sudden
beraberlik durumunu çözmek için neticeyi bir puana bağlama
الإنجليزية - الإنجليزية
sudden
suddenly; unexpectedly
المفضلات