show; ostentation; glory

listen to the pronunciation of show; ostentation; glory
الإنجليزية - التركية

تعريف show; ostentation; glory في الإنجليزية التركية القاموس.

pride
gurur

Hey, hiç param olmayabilir ama benim hâlâ bir gururum var. - Hey, I may have no money, but I still have my pride.

Birçok anne-baba çocuklarıyla gurur duyuyor. - Many parents take pride in their children.

pride
{i} kibir

Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik. - The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.

O gururlu ve kibirli. - He's prideful and arrogant.

pride
tüylerini kabartmak (kuş)
pride
övünmek
pride
onur
pride
(on ile) övünmek
pride
özsaygı
pride
iftihar
pride
övünme
pride
{f} gurur duy

Beyaz Rusya'da yaşıyorum ve bu durumdan gurur duyuyorum. - I live in Belarus and I take pride in this fact.

Gücümüzle gurur duyduk. - We took pride in our strength.

pride
övünç
pride
{i} kıvanç
pride
saltanat
pride
pride of place en yüksek mevki
pride
{i} tafra
pride
{i} gösteriş
pride
{i} haysiyet
pride
{i} kibirlilik
pride
{i} övünç kaynağı
الإنجليزية - الإنجليزية
pride