He's the most popular boy in the class.
- O, sınıftaki en sevilen oğlan.
Handball is a very popular sport in Denmark.
- Hentbol Danimarka'da çok sevilen bir spordur.
He's a singer that's loved by everyone.
- O herkes tarafından sevilen bir şarkıcıdır.
I can't imagine losing a loved one on Christmas Day.
- Noel gününde sevilen birini kaybetmeyi düşünemiyorum.
I was not a lovable child.
- Sevilen bir çocuk değildim.
Nothing is as beloved as what one does in vain.
- Hiçbir şey birinin boşa yaptığı kadar sevilen değildir.
Life without beloved person has no sense.
- Sevilen kişi olmadan hayatın hiç anlamı yoktur.
I'm sorry, I love you.
- Üzgünüm, seni seviyorum.
I have a friend who loves me.
- Beni seven bir arkadaşım var.
Ken's father loved Ken all the more because he was his only son.
- Baba Ken'i haydi haydi severdi,çünkü onun tek oğluydu.
If you want to be loved, love!
- Eğer sevilmek istiyorsan, sev!
Children need loving.
- Çocukların sevilmeye ihtiyacı vardır.
There is more pleasure in loving than in being loved.
- Sevmekte sevilmekten daha fazla zevk vardır.