A small, but vocal minority, disrupted the meeting.
- Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı.
The baby seems to be sleeping soundly.
- Bebek sesli uyuyor gibi görünüyor.
Tom can't stand loud music.
- Tom yüksek sesli müziğe katlanamaz.
Tom made sure his message was loud.
- Tom onun mesajının sesli olduğundan emindi.
The baby seems to be sleeping soundly.
- Bebek sesli uyuyor gibi görünüyor.
Tom is in his bedroom, sound asleep.
- Tom yatak odasında, sesli uyuyor.
My wardrobe has four doors and two mirrors. It was manufactured by a Swedish company, whose name contains three vowels and a consonant.
- Gardrobumun dört kapısı ve iki aynası var. Adı, üç sesli harf ve bir ünsüz içeren bir İsveç şirketi tarafından üretildi.
I often confuse Spanish vowels.
- İspanyolcadaki sesli harfleri sık sık karıştırıyorum.
Tom read the poem out loud.
- Tom şiiri sesli okudu.
The music was very loud.
- Müzik çok yüksek sesliydi.
Tom doesn't like loud music.
- Tom yüksek sesli müziği sevmez.
It is a polyphonic composition.
- O çok sesli bir kompozisyon.
This is a polyphonic composition.
- Bu çok sesli bir kompozisyon.