The cat crept under the hedge.
- Kedi çitin altında süründü.
The cat crept toward the bird.
- Kedi kuşa doğru süründü.
Hey, it's about time you quit it with the panty jokes. You'll put off the readers, you creeper!
- Hey, külotlu şakalardan vazgeçmenin zamanı geldi.Okuyucuları soğutacaksın,seni sürüngen.
As soon as Jim got home, he crawled into bed.
- Jim eve varır varmaz, o, sürünerek yatağa gitti.
I felt something crawling up my arm.
- Kolumda sürünen bir şey hissettim.
Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit.
- Tom birazcık hız limitinin üzerinde sürerse vaktinde havaalanına yetişebileceğini düşündü.
Tom drove Mary's car to Boston.
- Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.
Most of the exiles were killed or captured.
- Sürgünlerin çoğu öldürüldü veya esir alındı .
He was exiled from his country.
- O, ülkesinden sürgün edildi.
The speech lasted thirty minutes.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
The rain lasted a week.
- Yağmur bir hafta sürdü.
Do you know how to drive a car?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
They had driven wagons.
- Vagonları onlar sürmüştü.
She has never been in a car driven by him.
- O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
Napoleon was banished to Elba in 1814.
- Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.
Tom was banished from the town.
- Tom kasabadan sürüldü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.