İrlanda oya işleriyle meşhurdur.
- Ireland is famous for lace.
Zülfikar, dördüncü İslam halifesi olan Hazret-i Ali'nin meşhur kılıcıydı.
- Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
- His book is famous not only in England but also in Japan.
Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- His son became a famous pianist.
Jim Carrey iyi ve çok tanınmış bir komedyendir.
- Jim Carrey is very famous and a good comedian.
Mary tanınmış bir pop yıldızıdır.
- Mary is a famous pop star.
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
- We got along famously.