الإنجليزية - التركية
تعريف proposition, suggestion; tender; plan; offer of marriage في الإنجليزية التركية القاموس.
- proposal
- teklif
Teklifimi kabul etmedi.
-He didn't agree to my proposal.
Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
-After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.
- proposal
- öneri
Yeni bir öneriyi tartışmak için bir yürütme kurulu oluşturuldu.
-An executive council was formed to discuss the new proposal.
Ben öneriyi destekliyorum.
-I support the proposal.
- proposal
- {i} evlenme teklifi
O onun evlenme teklifini henüz kabul etmedi.
-She has not yet accepted his proposal.
O, evlenme teklifini geri çevirdi.
-She turned down his proposal.
- proposal
- {i} önerge
- proposal
- {i} tasavvur
- proposal
- {i} tasarı
- proposal
- plan/teklif
- proposal
- {i} plan
- proposal
- {i} önerme
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف proposition, suggestion; tender; plan; offer of marriage في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {i} proposal
proposition, suggestion; tender; plan; offer of marriage
الواصلة
proposition, suggestion; tender; plan; of·fer of mar·riageالنطق
Resimler
المفضلات